Senin Yogan, Senin Beslenmen
Kişinin kendini adayarak çalışmasının beklenildiği bir çağda, genellikle sağlığımızdan ödün veririz. Pek çok insan, sağlıklı beslenme konusunda yanlışlara kapılıyor ve sadece kilo verdirici diyetlerin sağlıklı beslenme olduğu yanılgısına kapılıyor. Stresli bir yaşam tarzınız varsa eğer, bunu azaltmak için yollar arıyorsanız ve hayatınıza bir yerden yoga girdiyse yedikleriniz ile yoganızı destekleyebilir ve stresle olan savaşınızı kazanabilirsiniz. Yoganın fiziksel olarak yaptırdığı çalışmaların desteklendiği en önemli basamaklardan biridir beslenme. Kişiler yediklerinin tüm hayatlarına nasıl etki ettiklerini fark etmezler. Yemek yemek sadece bir alışkanlık haline gelmiş ve ne yediklerinin önemi kalmamıştır. Günümüzde malesef bir çoğumuz yediklerimizin bize olan etkisinin farkında değiliz. Yoga lakto vejeteryandır. Bu ne anlama gelir; yogiler et, balık, kümes hayvanları ve yumurta tüketmezler, diyetlerinde sadece hayvansal kaynak olarak süt vardır. Karma inanışına göre bir hayvanı yemek o hayvanın karmasına girmek demektir. O hayvanın tüm acılarını hissetmek, ondan bir parça almak demektir. Gözü olan her şeyin karması vardır ve yogiler kimsenin karmasına dahil olmak istemez. Yapılan birçok araştırmada et tüketiminin fazla olduğu kişilerin daha sinirli, gergin ve tartışmaya meyilli olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple yoga satvik beslenmeyi doğru bulur. Yani doğanın bize verdikleri ile temiz bir beslenme sağlıklı bir yaşam için önemlidir. Peki sadece yiyeceklerimiz doğru seçmek yeterli olacak mı? Hayır. Doğru yiyecek türü ile birlikte, onu doğru şekilde nasıl yiyeceğimizi de öğrenmeliyiz. İzlenecek belirlenmiş bir kılavuz olmamakla birlikte, yapılması ve yapılmaması gerekenler hakkında genel bir fikir harikalar yaratabiliriz.
Adım 1 – Neler yediğinizi gözlemleyin
Bir gününüzü düşünün ve not edin. Gün içinde yediklerinizi değiştirmeden rutininizi belirleyin. En sık neler yiyorsunuz bunu gözlemleyin. Beslenmenizde fazla kalori mi tüketiyorsunuz ve bunları yakmak için yeterli zamanınız mı yok? O zaman muhtemelen daha az şişmanlatıcı ve vücudunuzun sindirmesi kolay bir şeyler yemeyi düşünmelisiniz. Temel yoga duruşlarını yapmak için harcadığınız birkaç dakika, bu ekstra kalorileri yakmanıza yardımcı olacaktır.
Adım 2 – Yeşil yapraklılar en iyi dostunuz olsun
Yoga’da üç guna vardır. Sattva guna yani saf ve nötr olan. Kişilerin satvik eylemlerde olmasıdır. Sebzelerden bahsederken satvik beslenme deriz. Saf olan doğadan olan, işlenmemiş olan. Beslenmenize bolca yeşil yapraklılar ve sebzeleri eklediğinizden emin olun. Yeşil yapraklılar en zengin protein, demir, kalsiyum ve lif kaynağıdır. Yeşil yapraklı sebzelerin hazırlanması kolaydır ve oldukça iştah açıcıdır. Ayrıca, Ayurvedik yemek pişirme konusu üzerinde biraz çalışırsanız beslenmenizi genişletmenize yardımcı olacaktır.
Adım 3- Suyu ne zaman tüketmeliyiz?
Hepimiz ilkokuldan beri vücudumuzun %70’inin su olduğunu biliyoruz. Vücudumuzun en çok ihtiyaç duyduğu günlük mineral dozunu su yoluyla alması şarttır. Bol su içmek vücudu detoksifiye etmeye (toksinleri temizlemesine) yardımcı olur ve size ışıltılı bir cilt verir. Bununla birlikte, sindirim sürecini yavaşlattığı için yemek sırasında su içmekten kaçınmalıyız. Yemeğinizden 30 dakika önce veya sonra su içmeniz tavsiye edilir. Yoga seanslarından en az 30 dakika sonra su tüketmenizi tavsiye ederiz. Çünkü yoga seansında kasları ısıtmak ve prana akışını dengeleme için çalışırız. Seans sonrasında aniden tüketilen su soğuk bir duş etkisi yaparak kasları soğutacak ve içerde sıcak kalmasını istediğimiz pranamızın dengesini bozarken kaslarımızın soğumasına sebep olacaktır. Bu yüzden yoga pratiğinize veya seansınıza başlamadan önce su tüketmenizi öneriyoruz.
Adım 4- Vücut kuvvetimiz için protein önemli
Gunalarımızdan bir diğerin de tamas gunadır. Ölmüşlük, bitmişlik, bezginlik anlamına gelir. Bunun gıdalarda karşılığı ettir yani protein kaynağı. Yoga yapmadan önce et yerseniz kaslarınız açılmaz. Veya yoga yapmadan bir gün önce et yerseniz kaslarınız sizi zorlar ve açılmak istemez. Proteinler beslenmemizin yapı taşlarından en önemlisiyken et bizi zorlayacaksa proteini nereden alabiliriz? Protein denince akla ilk gelen hayvansal protein oluyor ancak en zengin kaynaklar sebzeler ve kuru baklagillerde bulunuyor. Brokoli, soya fasulyesi, mercimek, kuşkonmaz ve ıspanak, yaygın olarak bulunan protein açısından zengin gıdalardan bazılarıdır. Az yağlı süt ürünleri aynı zamanda zengin bir protein kaynağıdır. Vücudunuzun her gün gerekli miktarda protein aldığından emin olmalısınız. Özellikle yoga pratiği yapanların protein bakımında zengin yiyecekler tüketiyor olması büyük önem taşır. Bütün kasların çalıştığı tek fiziksel çalışma alanı yogadır. Önemli olan kaslı bir vücuda sahip olmak değil, sağlıklı ve sağlıkla gelen kuvvete sahip bir bedendir.
Adım 5- Uzun süre çiğnemenin önemi büyük
İneklerin yiyeceklerini çiğnediğini gördün mü? Bir inek, yemeğini en az 40-60 kez çiğner.
Yiyecekleri sindirmenin en kolay ve açık yollarından biri onu çiğnemektir. Çoğu insan genellikle yemeklerini aceleyle yer ve yemeklerini düzgün çiğneme eğilimindedir. Yedikleriniz sonunda sindirilirken, ancak çok az çiğnenmiş bir lokma daha fazla zaman alır ve sindirim sisteminizi yorar. Ayrıca, yemeğinizi ne kadar çok çiğnerseniz, midenizin onu sindirmesi o kadar kolay olur ve o çeneleri hareket ettirerek o kadar çok kalori yakarsınız.
Adım 6- Abur cubur sever misin yoksa bir kola tutkunu mu?
Yoga’da üç guna var dedik bir diğer guna ise rajas gunadır. Yani değişken olan, dönüşken olandır. Aceleyle yemek gibi. Bunun karşılığı nedir fast food. Fast food kim sevmez? Veya abur cuburları. Trans yağların yüksek olduğu yiyecekler bizim için daima tehlike çanları çaldırır. Bir şeylerin yapısını bozarak pişirmek bize faydalı değildir. Fazla yağ ile pişmiş veya fazla şekerli. Fazla acı veya fazla ekşi. Ayrıca gazlı alkolsüz içecekler, obezite, şeker hastalığı ve diş çürüğüne yol açabilecek yüksek şeker içeriğine sahiptir. Bu zararlı içecekler yerine kendinizi bir bardak ayran veya limonata ile tazelemeyi seçin. Doğanın bize vermediği bizim dönüştürdüğümüz ne varsa bedenimize giren işte bu bizim sağlıklı kalmamızı bir süre sonra engeller.
Adım 7- Evde yemek yapın
Köşedeki lokantadan pizza sipariş etmek yerine mutfağınızı kullanın ve yemeyi planladığınız yemeği hazırlayın. Akşam yemeğinizi ayçiçeği veya yer fıstığı yağı yerine zeytinyağında da hazırlayıp daha sağlıklı hale getirebilirsiniz. Evde yemek pişirmek, ailenizle daha kaliteli zaman geçirmenizi sağladığı için çok iyi bir yatırımdır.
Adım 8 -Tek bir eyleme odaklanın ve sadece yemeğinizle ilgilenin
Bir yogi daima tek bir eyleme odaklanması gerektiğini bilir. Bu yüzden her ne yapıyorsa sadece onunla ilgilidir. Yemek yerken telefonla oynamak veya televizyon izlemek beslenme dengenizi bozar. Tek bir eyleme odaklanmak için yogi olmak gerekmez ancak insanoğlu bir işle meşgulken diğerini yapabilme yetisine sahip olduğunu fark ettiği günden beri eylemleri verimsizleşmiş ve tamamlanamaz olmuştur. Yemek yerken başka bir işle, telefonla veya televizyonla ilgilenmek uzun vadede sağlık problemlerine yol açacaktır. Bunların en başında da obezite gelir. Obezite problemi ile savaşanların neredeyse %90’ı yemek yerken televizyon izlemekten hoşlandığın söylemektedir. Ancak yemeğinize odaklanmadığınızda porsiyon kontrolü yapamaz ve tokluk hissini fark edemezsiniz. Geç gelen tokluk hissi midenizin büyümesine ve gereğinden fazla besin almanıza sebep olur.
Adım 9 – Günün en önemli öğünü kahvaltı
Günün en önemli öğünü kahvaltıdır. Bedenin akaryakıtı olarak düşünebilirsiniz. Uyandıktan sonra 1 saat içinde yapılan kahvaltı hem metabolizmanızı çalıştırır hem de güne daha enerjik başlamanıza yardımcı olur.
Adım 10 – Her şeyin dengede olması için sindirim önemli
Ne yiyeceğinizi ve ne kadar yiyeceğinizi bilmek önemli olsa da, sindirim sürecini hızlandırmak her zaman yardımcı olur. Yemek yedikten sonra birkaç dakika Vajrasna’da (Adamintine Pose) oturmak size yardımcı olur. Bu özel yogik duruş, alt karın bölgesindeki kan dolaşımını artırır ve sindirim sürecini iyileştirir.
İyi bir yemek alışkanlığı kişiliğinizi şekillendirmenize yardımcı olur. İşte bu yüzden eski bilgeler her zaman sattvik yiyecek tüketmeyi tercih ettiler. Meyveler, sebzeler, yoğurt gibi doğal kaynaklı besinlerinden alacağımız tüm besin değerleri sağlıklı yaşam için büyük önem taşır ve bu besinlerin tamamı sattık beslenmeyi destekler.
Dengeli beslenme, vücudun zinde ve aktif kalmasına yardımcı olur. İyi yemek alışkanlıklarıyla birleştirilen yoga, hayatın her alanında daha enerjik, adanmış ve odaklanmış bir kişi olmanızı sağlayabilir.
Unutma , ne yersen o olursun. Bu yüzden akıllıca seç ve daha iyi ye.
Namaste.
Gizem Erenay
Yoga Eğitmeni
Instagram: gizemerenay
There are no comments